Eğitim-Sen Keşan Temsilciliği Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada, dün sona eren 2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunuldu.
Eğitim-Sen Keşan Temsilciliği Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada; “Türkiye çapında devlet ve özel okullarda toplam 1 milyon 154 bin 383 öğretmen görev yapmaktadır. 2023’24 eğitim öğretim yılı sonu itibariyle devlet okullarında görev yapan öğretmenlerin sayısı 974 bin; özel okullarda çalışan öğretmenlerin sayısı 180 bin civarındadır. 2023/2024 eğitim öğretim yılında sözleşmeli istihdam edilen öğretmen sayısı 50 bin 182’dir. Devlet okullarında ek ders karşılığı çalıştırılan ve tamamı asgari ücretin altında ücret alan ücretli öğretmenlerin sayısı 90 bine yakındır. Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere, çeşitli vakıf ve derneklerle iş birliği halinde hayata geçirilen ÇEDES benzeri proje ve protokoller, başta öğrencilerimiz olmak üzere, öğretmenler, eğitim emekçileri ve velileri doğrudan etkilemiş, özellikle okullarda ve okul dışında yürütülen dini içerikli ÇEDES faaliyetleri (cami ziyaretleri, mezarlık temizliği, sınıfların içinde Kâbe ve mezar maketleri ile yapılan dini ritüeller) belirgin şekilde artmıştır. MESEM projesi ile öğrenciler ‘stajyer emeği’ ve ‘beceri eğitimi’ adı altında patronlara ucuz işgücü olarak pazarlanmaktadır. ÇEDES ve MESEM projelerini eğitimin siyam ikizleri olarak tanımlamak mümkündür. Resmi verilere göre Türkiye’de resmi ve özel okullarda zorunlu örgün eğitim sisteminde kayıtlı 17 milyon 558 bin 25 öğrenciden, 442 bin 643’ü sistemin dışındadır. Eğitimin bütün kademelerinde, özellikle ortaöğretimde okullaşma oranında bölgesel farklılıklar bulunmaktadır. Kız çocuklarının okullaşma oranında görece artış olmasına rağmen, bu artışın mezuniyet oranlarına birer bir yansıdığını söylemek mümkün değildir. MEB’in açıkladığı veriler, okul terki ve devamsızlık konusunda en sıkıntılı kurumların ortaöğretim kurumları olduğunu göstermektedir. Bunun yanı sıra okullarda kayıt parası istenmesi, beslenme ve servis sorunları, kırtasiye, üniforma fiyatlarının iki üç kat artması okul devamsızlığı arttırıcı rol oynamaktadır. Çocuklar sağlıklı gıdaya, suya, eğitime erişememekte, çocuk yaşta evlendirilmekte, istismara uğramakta ve tutuklanmaktadır. Son yıllarda çocukların eğitime erişim hakkı başta olmak üzere, en temel haklardan faydalanması ciddi oranda azalmıştır. Türkiye’de son 22 yılda 17 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı 577 bin 49; 15 yaşın altında doğum yapan çocuk sayısı ise 21 bindir.” denildi.
“Öğrencilerin beslenme sorunu acil çözüm bekliyor”
2023-2024 Eğitim-Öğretim Yılı’nda öne çıkan sorunlardan birinin de öğrencilerin beslenme sorunu olduğu belirtilen açıklamada, “Türkiye’de çok sayıda öğrenci okula kahvaltı yapmadan gitmekte, yine birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğü görülmektedir. Çocuklar için beslenmenin önemli olduğu koşullarda süt, yumurta, peynir, zeytin vb. gibi temel gıda ürünlerinin fiyatı 3-4 kat artmıştır. Aileler eti, sütü, meyveyi, kuruyemişi geçelim yumurtayı, peyniri ve zeytini bile alamaz hale gelmiştir. Özel okulların devlet okullarına oranı ise tarihte ilk kez yüzde 24’e dayanmış durumdadır. Müfredat değişiklikleri okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lisede işlenecek derslerin içeriği ve bunlarla ilgili önemli ve tüm toplumu ilgilendiren düzenlemelerdir. Müfredat değişikliklerinde laik ve bilimsel eğitim geri plana itilirken, bütün ders kitaplarında ‘milli ve manevi değerler ’in merkeze alındığı görülmektedir. MEB’in ‘yeni müfredatı’, düşünmeyen, sorgulamayan, eleştirmeyen, itiraz etmeyen nesiller yetiştirmek amacıyla hazırlanmıştır. Müfredat değişikliklerini sadece pedagojik açıdan eleştirerek, ders kitaplarında yapılan değişiklikleri eğitim biliminin temel ilkeleri üzerinden ele alarak değerlendirme yapmanın doğru olmadığını düşünüyoruz. Bugün karşımızda eğitim programlarında yapılan teknik değişikliklerden çok, iktidarın siyasal programına paralel olarak hazırlanmış bir eğitim müfredatı bulunmaktadır. Laik eğitimde müfredat/öğretim programları, dini kural ve referanslara göre değil, bilimsel bilgiler üzerine kurulmak zorundadır. Laik eğitimin en önemli göstergelerinden birisi ‘karma eğitim’dir. Karma eğitime yönelik hem yasal hem fiili saldırılar devam etmektedir. 2022’de 34 bin 575, 2023’te 45 bin 894 sözleşmeli öğretmen atamasının yapıldığı dikkate alındığında, son üç yılın en düşük öğretmen atamasının 2023’24 eğitim öğretim yılında yapılmıştır. Bakan Tekin ayrıca atamalarda yüzde 50 KPSS, yüzde 50 mülakat notunun belirleyici olacağını açıklayarak, kamuoyunda doğrudan torpili çağrıştıran ve ciddi adaletsizliklere neden olan mülakat uygulamasından vazgeçmeyeceklerini belirtmiştir. MEB’in resmi verilerine göre resmi öğretmen açığı 68 bindir. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ile yapmış olduğu protokollerle okullarda dini içerikli etkinlik ve faaliyetler düzenleyen İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsanı Yardım Vakfı (İHH) İstanbul’un 39 ilçesinde kız ve erkek öğrencilere yönelik olarak bir “Yaz okulu” yapılacağını İstanbul valiliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne (MEM) MEB’e bildirmiştir. İstanbul Valiliği’nin onayı ve İl MEM’in yazısı üzerine 24 Haziran- 26 Temmuz tarihleri arasında hafta içi her gün 09.00-16.00 saatleri arasında Kur’an-ı Kerim eğitimi ve temel dini bilgiler özelinde çeşitli sosyal aktivitelerin yapılacağı bir eğitim programı hazırlanmıştır. İstanbul İl MEM İstanbul’daki bütün okullara 7 Haziran 2024 tarihinde bir tanıtım yazısı göndererek söz konusu etkinliğin tanıtım ve duyurusunun yapılmasını istemiştir. Benzer bir talep 24 Haziran 2024-10 Ağustos 2024 tarihleri arası için TÜGVA tarafından talep edilmiştir. İktidardan güç ve destek alan gerici güçlerin tüm tehdit ve provokasyon girişimlerine rağmen laik eğitim ve laik yaşam mücadelemiz kesintisiz sürecektir.” denildi.
Haber MERKEZİ
Keşan Kent Müzesi Kurban Bayramı Boyunca açık olacak
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.