85 yıldır bitmeyen özlem…

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, hayata gözlerini yummasının 85’inci yılında, tüm yurtta olduğu gibi Keşan’da da, saatler 09.05’i gösterdiğinde hayat durdu, 7’den 77’ye herkes saygı duruşuna geçti.

Saat 08.50 sıralarında, Kent Meydanı’nda başlayan törene; Keşan Kaymakamı Cemalettin Yılmaz, 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Erhan Akgül, Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, Keşan İlçe Jandarma Komutanı J.Yzb. Gökhan Çam, Keşan İlçe Emniyet Müdürü Mustafa Yalçın ile siyasi partilerin ilçe başkanları, askeri erkan, daire amirleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar, okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Törende ilk olarak Atatürk Anıtı önüne Keşan Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı, Keşan Belediye Başkanlığı ile siyasi parti ve dernek ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri tarafından çelenkler sunuldu. Çelenklerin sunulmasının ardından, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata veda ettiği saat olan 09.05’te, sirenler eşliğinde 2 dakikalık saygı duruşuna geçildi.

İtalyan askerler de saygı duruşuna geçti

Sirenlerin çalmasıyla başlayan 2 dakikalık saygı duruşu süresince, adeta hayat durdu. Sürücüler, hareket halindeki araçlarını durdurarak araçlarından indi ve saygı duruşuna geçti, seyyar satıcılar satışı, çalışanlar işlerini bıraktı ve 7’den 77’ye herkes Mustafa Kemal Atatürk için saygı duruşuna geçti. Saygı duruşuna geçenler arasında, eğitim için 4. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı’nda bulunan İtalyan subaylar da bulundu. Saygı duruşunun ardından, Keşan Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı’nın okunmasıyla birlikte bayraklar yarıya indirildi.

Konferans Salonu’ndaki tören…

Kent Meydanı’ndaki çelenk sunumunun ardından, tören Keşan Belediyesi Selim Sesler Konferans Salonu’nda devam etti. Keşan Yusuf Çapraz Anadolu Lisesi öğretmen ve öğrencileri tarafından hazırlanan program, saat 10.00 sıralarında başladı. Buradaki program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla devam etti. Programda, günün anlam ve önemini belirten açılış konuşması, Keşan Yusuf Çapraz Anadolu Lisesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni Esin Balcı tarafından gerçekleştirildi.

Balcı: “Bugün kendi marşımızı söyleyebiliyorsak, kendi bayrağımızın gölgesi altında yaşayabiliyorsak bunların hepsini 57 yıllık ömrünün her dakikasını savaş alanlarında geçiren sana borçluyuz”

Yusuf Çapraz Anadolu Lisesi öğrencisi Şebnem Aysima Yanollu‘nun kaleme aldığı duyguları seslendirmek istediğini belirten Balcı, “10 Kasım, 85 yıldır içimizi alev alev yakan bir acıdır. Her 10 Kasım, dinmeyen bir acı, kurumayan gözyaşıdır. Özlemdir, hasrettir ve de istenmeyen bir ayrılıktır, 10 Kasım. 85 yıl değil isterse asırlar geçsin her 10 Kasım yüreğimizdeki acı tıpkı ilk günkü gibi tazeliğini devam ettirecektir. Hasret ayıdır Kasım ayı; acıların derinden hissedildiği aydır. Belki de bunun böyle olmasının sebebi kasım ayının bize senin gidişini hatırlatmasıdır. Zaten biz seni nasıl unutabiliriz ki? Sen, 57 yıllık yaşamına 11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap, kocaman bir ülke ve de milyonlarca özgür insanla Türk’ün kurtulan gururunu sığdırmışsın. Söyle şimdi sarı saçlım, mavi gözlüm biz sana minnet duymadan nasıl duralım? Söyle biz seni nasıl unutalım? Sen tarihe adını altın harflerle yazdırmışsın. Bir 10 Kasım daha geldi, çattı. Saat yine dokuzu beş geçti. Sirenler uzun uzun, acı acı senin bizden gidişini hatırlatmak için çaldı. Dolmabahçe’yi büyük bir hüzün kaplarken, bizim de gözlerimizi senin yokluğun yaşarttı. Bugün tam seksen beş sene olmuş seni sonsuzluğa uğurlayalı, seni görmeyeli. Sesine hasret kalalı 85 sene olmuş. Biz hâlâ evlatların olarak senin fikirlerinle aydınlatıyoruz yolumuzu. Yaptığın devrimler sayesinde ülkemizin yoluna adeta bir meşale tuttun. Biz özgürlük kavramını senin sayende öğrendik. Söyle şimdi sarı saçlım, mavi gözlüm biz senin hakkını nasıl öderiz. Seni içimizde yaşatmaya devam etsek de naçiz vücudum toprak olalı 85 sene olmuş. Ebediyen payidar kalacak Türkiye Cumhuriyeti 100 yaşında olmuş. Bugün kendi marşımızı söyleyebiliyorsak, kendi bayrağımızın gölgesi altında yaşayabiliyorsak bunların hepsini 57 yıllık ömrünün her dakikasını savaş alanlarında geçiren sana borçluyuz. Biz sana çok şey borçluyuz Atam. Sen ömrünün her dakikasını halkına, kurduğun Cumhuriyet’e harcamışsın. Biz sana nasıl minnet duymayalım Atam?” dedi.

“Senin fikirlerini hissederek, duygularını anlayarak seni hep kalbimizde ve aklımızda yaşatmaya devam ettik”

Atatürk’ün fikirlerini hissederek, duygularını anlayarak, Atatürk’ü hep kalplerinde ve akıllarında yaşatmaya devam ettiklerini ifade eden Esin Balcı, “Biz seni hiç görmeden sevdik Atam. Senin fikirlerini hissederek, duygularını anlayarak seni hep kalbimizde ve aklımızda yaşatmaya devam ettik. Hâlâ da edeceğiz. Sen bütün dünyaya ve bize bir ölümün ancak bu kadar da ölümsüz olabileceğini öğrettin. Nesilden nesile Türk milleti olarak içimizde sana duyduğumuz bir sevgi seli ve damarlarımızdaki asil kan ile büyüyoruz. Şimdi sıra biz gençlerde: İlk hedefimiz senin gibi büyük bir liderin yolundan gitmektir. Kazanımlarımıza sahip çıkarak ülkemizi daha da geliştirmek ve bunu yaparken yorulmuş da olsak senin gibi hiç durmadan çalışmak hatta gerekirse koşmaktır. Ulu Önderimiz, Atamız; açtığın bu yolda hiç durmadan yürüyeceğiz. Bu yolda daimi hedefimiz bize emanet bıraktığın eserlerini, ilkelerini, devrimlerini sonsuza dek yaşatmak ve korumak olacaktır. Sen hiç merak etme Atam, gözün arkada kalmasın. Vatan, biz evlatlarına emanet!” diye konuştu.

Yaşat: “1881 Atatürk’ün doğum tarihidir, 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz”

Törenin devamında, Garnizon Komutanlığı’nda görevli Personel Teğmen Ömer Faruk Yaşat konuşma yaptı. Büyük Nutuk’un sonlarında, Türk gençliğine hitaben çizdiği tablonun, aslında, kendisi mücadeleye atıldığı zaman, memleketin içinde bulunduğu tablo olduğuna dikkat çeken Ömer Faruk Yaşat, şunları söyledi; “Bir milleti hürriyet ve bağımsızlığa kavuşturan büyük asarının haşmeti karşısında, memleketin büyük sanatkârları, şairleri, tiyatro sanatçıları elini öpmek istedikleri zaman ‘sanatılar el öpmez; sanatkarın eli öpülür!’ cevabını veren, Çanakkale Şehitleri töreninde, harpte ölen diğer millet askerleri için: ‘bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız, huzur içinde uyuyunuz!’ diyen büyük Atatürk; gerçekten insan sevgisinin ve insanlık idealının kolay erişilemeyecek bir örneğidir. Bu davranışlar, belki de insanlık tarihinde eşi olmayan bir şekilde O’nun büyüklüğünü, O’nun engin hoşgörüsünü simgelemektedir. 1881 Atatürk’ün doğum tarihidir, 1938 ise asla ölüm tarihi olamaz. Bu tarih ancak bir fani vücudun dünyayı terk attığı; gözlerini bu dünyaya yumduğu tarihtir. Bu iki tarih arasındaki hayatı ise sanki bir destandır, efsanedir.”

Oratoryo beğeni topladı

Konuşmaların ardından 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü ve Atatürk Haftası kapsamında düzenlenen şiir yarışmasında birinci olan Nevzat Kahraman Ortaokulu öğrencisi Hasan Pamukçu, şiirini okudu. Tören, “Ben Seni Görmeden Sevdim” adlı oratoryonun sahnelenmesiyle sona erdi.

Haber / FOTO: İlker GÜREL