deneme bonusu evden eve nakliyat bonus veren bahis siteleri bahis siteleri popüler casino siteleri ofis taşıma parça eşya taşıma evden eve nakliyat nakliyat
Edirne PARÇALI AZ BULUTLU 17°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Özdağlı: “İnsan hayatı ve bir çocuğun geleceği hiçbir ticari hesaba sığdırılamaz”

ad826x90
ad826x90

Keşan Emek ve Demokrasi Platformu, “Yeni doğan çetesi özelleştirmenin sonucudur. Özel hastaneler kamulaştırılsın.” diyerek 21 Ekim saat 18:00’da Cumhuriyet Meydanında basın açıklaması yapıldı.

 ‘Sağlıkta Dönüşüm’ konularına değinilen basın toplantısında, Keşan Emek ve Demokrasi Platformu tarafından yeni doğan çetesine tepki amaçlı düzenlenen basın açıklamasında Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı açıklama yaptı.

Keşan Kent Konseyi Başkanı Uğur Özdağlı, sağlığın tüm unsurlarının çıkar ilişkilerine dönüşmesine değinen Özdağlı; “Bugün karşınızda, yürek yakan bir çöküşün acı tablosunu dile getirmek için bulunuyorum. Bir çöküş ki sadece yenidoğan bebeklerin değil tüm sağlık sistemimizin canına mal olmuştur. İnsan hayatının değersizleştirildiği, haksız kazançların hayatları tükettiği bir düzenin içindeyiz. Bu düzenin adı ‘Sağlıkta Dönüşüm’ olmuştur. Sorumlu sadece bir çete değildir. Bu çöküş, bizzat kamu politikalarıyla başlatılmı, devletin geri çekilip özel sektöre alan açmasıyla derinleşmiştir. Kamu kaynakları, sermayeye akıtılmak üzere özel sektörün ellerine teslim edilmiştir. “Sağlıkta dönüşüm” dediler, aslında sağlığı adım adım çökerttiler. Bugün şehir hastaneleri modeli başta olmak üzere hasta garantili sistemlerin çöküşüne hep birlikte şahit oluyoruz. Bu çöküşün altında sadece sağlık bakanları ve politikacılar yoktur Sistemin ortağı olmuş mafya düzeni ve iktidar bağlantılı çetelerle sağlık sektörünü birlikte tüketmişlerdir Özel hastanelerin çıkarları kamu sağlığının önünbe konmuştur. Halkın sağlığı, kar odaklı bir düzenin eline bırakılmıştır. Dünya, vatandaşlarına 3 dolara aşı saplarken bizde araya giren firmalar sayesinde 12 dolara çıkarılmış, aradaki farkyandaşlara aktarılmıştır. İnsan hayatı üzerinden rant elde etmekten çekinmedile ” dedi.

“Son yirmi yılda kamu hastaneleri %18 büyümüş, bu sürede özel sektör %400 büyümüştür.”

ad826x90

Düzenlenen basın açıklamasında sağlık dönüşümü adı altında sağlanan rantlara dikkat çeken Uğur Özdağlı; “ İstanbul’da yoğun bakım yatak sayısı kamuda 400, özel sektörde 7500 civarındadır. Sağlık dönüşümle, sağlık sermayeye kurban edilmiştir. İnsanların sağlığı, devletin asli görevi olmaktan çıkarılmış, sermayeye teslim edilmiştir. Yap- işlet- devret modeliyle inşa edilen binalar ve köprüler, depremde yerle bir olmuş, halkın güveni enkaza dönüşmüştür. Uçulmayan havalimanları, geçilmeyen köprüler üzerinden milyarlarca lira yandaş şirketlerin cebine aktarılmış, halkın alın teriyle kazanılan paelar birkaç kişinin kasasına yığılmıştır. Birileri paralarına para katarken, Türk halkı yoksulluğa terk edilmiştir. 2002 yılında sadece 2-3 hastanesi olan bir eski sağlık bakanı, bugün onlarca hastaneden oluşan bir zincirin sahibidir. Bir başka eski sağlık bakanının hastanesi ise çetelerle bağlantısı olduğu için kapatılmıştır. Bu da gösteriyor ki sağlık sistemimiz yozlaşma ve çıkar ilişkileriyle kuşatılmış durumdadır. İstanbul’un en değerli arazileri bu zincir hastanelere bedelsiz verilmiş ve sermayeye aktarılmıştır. Kamu kaynakları, halkın ihtiyaçları için değil, sermayenin çıkarları için harcanmıştır. Sistemin kirli yüzü her alanda kendini göstermektedir. Öyle ki yalnızca sağlık çalışanları değil, savcıları dahi tehdit eden, gözdağı vererek sindirmeye çalışan bir yapı ortaya çıkmıştır.Aba altından sopa göstererek mafya vari yöntemlerle savcıların üzerine baskı kuran bu acımasız para kazanma hırsı sistemin çürümüş gerçekliğini tüm çıplaklığıyla ortaya koymaktadır. Bu hukukun bile susturulmaya çalışıldığı bir düzendir. İnsan hayatı kadar adaletin de çıkar ilişkilerine kurban edilmesi, bu sistemin yozlaşmış yapısını açıkça gözler önüne sermektedir. Bu çöküş yalnızca yenidoğanlarda değil, erişkin bakımında evde sağlık hizmetlerine, doktorundan hemşiresine, ambulans sistemine ve 112 çağrı merkezlerine kadar her noktada hissedilmektedir. Sağlığın tüm unsurları çıkar ilişkileri ve mafyanın ağına düşmüştür. Ne yazık ki bakanlık tüm bu yozlaşmayı görmezden gelmiştir.” diye konuştu.

“Kriz anlarında dahi halkın sağlığı değil, özel sektörün karı önceleyen bir yaklaşım benimsenmiştir.”

Sağlıkta ve eğitimde ticaret ve rant olmayacağını belirten Özdağlı, “Bunlarda kar da olmaz. Pandemi döneminde, İspanya’da tüm özel hastaneler kamulaştırılırken, Türkiye’de altından metro geçen havaalanı yıkılarak özel hastaneye dönüştürülmüştür. Bu durum ülkemizde sağlığa bakış açısının ne kadar sığ ve çıkar odaklı olduğunu gözler önüne sermektedir. Kriz anlarında dahi halkın sağlığı değil özel sektörün karı önceleyen bir yaklaşım benimsenmiştir. Sağlıkta ve eğitimde ticaret olmaz, rant olmaz, kar olmaz. İnsan hayatı ve bir çocuğun geleceği hiçbir ticari hesaba sığdırılamaz. Herkese eşir ve nitelikli sağlık ve eğitim hizmeti acilen hayata geçirilmelidir. Kandan para kazana vampirlere yol açan bu düzen, derhal değiştirilmelidir. İnsan hayatının hiç sayarak çıkar peşinde koşanlara karşı sesimizi yükseltmeli, bu adaletsiz sistemi kökünden dönüştürmeliyiz. Sağlık Bakanlığı’nı, halk sağlığını, hekimlik değerlerine ve sağlık çalışanlarına zarar veren, ülke kaynaklarını boşa harcayan ve son yaşanan olayda gördüğümüz gibi insanlık değerlerini ayaklar altına alan politikalardan bir an önce vazgeçmeye çağırıyoruz. Halkın eşit, ulaşılabilir, ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmeti alabilmesi için koruyucu hekimlik birinci basamağın güçlendirildiği, sağlık çalışanlarının iyi koşullarda güvenli çalışabildiği bir sistem hayata geçirilmelidir. Verilen sağlık hizmetinin sayısına değil niteliğine ve topluma olan katkısına bakılan bir model benimsenmelidir. Ülkemizin maddi ve insan kaynakları bunu gerçekleştirmeye fazlasıyla yeterlidir. Adalet istiyoruz. Hesap vermeyenlerden hesap sorulmasını istiyoruz. Sağlığın ve eğitimin bir hak olarak teslim edilmesini, rant kapılarının kapanmasını istiyoruz. Bu düzen değişmelidir. Kamu sağlığı ve eğitimi, bir avuç insanın çıkarına kurban edilemez. Yenidoğanların canına kast edenler, sağlık sistemini ticarethaneye çevirenler yargılanmalıdır. Bu karanlık tabloyu değiştirmek zorundayız. Çünkü biz insanın hayatının ve eğitimin, maddi hesaplarla ölçülemeyecek kadar kıymetli olduğunu bildiriyoruz. Çünkü sağlık ve eğitim bir lüks değil, herkes için bir temel haktır. “ dedi.

Son olarak, kendi yeğeninde bu hastanelerden birinde müdahale edildiğini ve vefat ettiğini belirten Trakya Üniversitesi öğrencisi Irmak Demirel konuştu. Tüm katılımcılara teşekkür eden Demirel, şunları söyledi; “Ülkemizde daha kötüsü olamaz dedikçe maalesef daha kötüsünün gün yüzüne çıktığına şahit oluyoruz. Bugün burada olmamıza sebep olan yenidoğan çetesi. Ne yazık ki bu çeteden zarar gören kişilerden biriyim. Şuanda çetenin bulunduğu hastaneler; “Akabe Sağlık Hizmetleri, Doğamen Sağlık Hizmetleri, Ekip Sağlık Hizmetleri, Güney Hastane Sağlık Hizmetleri, Medilife Sağlık Hizmetleri, Özel Avcılar Hospital Hastanesi, Özel Avrupa Şafak Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Doğa Hospital, Özel İstanbul Şafak Hastane, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri, Refik Arslan Sağlık Hizmetleri, Reyap Sağlık Hizmetleri Anonim Şirketi, Silivri Kolan Hastanesi, Yonca Sağlık Hizmetleri, Medisense Sağlık Hizmetleri Şirketi, GMZ Sağlık Hizmetleri, Özel Keyap İstanbul Hastanesi, Özel TRG Hospitalist Hastanesi” tamı tamına 19 hastane. Bu 19 hastaneden sadece 9’unun ruhsatı iptal edildi. Bu ülkede 8 bin TL kazanmak için yenidoğan bebeklerimiz öldürüldü. Tekrar söylemek istiyorum. Bu ülkede sağlıklı bebeklerimiz olmak üzere SGK’dan günde 8 bin TL alabilmek için meleklerimizi yoğun bakıma yatırıyorlar, beslemiyorlar, güçsüz bırakıp öldürüyorlar. Maalesef biz halk olarak ses çıkarmadığımız sürece hiçbir şey sonuca ulaşmıyor. Vakit geçtikten sonra adalet yerine gelse bile canı yanan onlarca ailenin hakkını kim, nasıl ödeyecek ? Bu hastanelerin arasında bulunanların ihmalleri yüzünden bu sene yeğenimi kaybettim. Yeğenim Avcılar Hospital’a kaldırıldığında acil servisinde entübe edilmişti. Entübasyon normalde acil serviste yapılmaması gereken bir işlemdir. Entübe kişinin acilde beklemesi yasaktır. Bu sebeplerden dolayı doktorun anne ve babaya söylediği şey ‘Burada kalırsa ölür.‘ Hastane sevki sağlanacaktı ve birden ekipman eksikleri vardı. Cihazları yoktu bu sebeple yeğenimin annesi ve babası ambu ile solunum desteği sağlayarak hastane sevki için beklemişlerdi. Cihaz eksikliğini bile görmezden gelerek soruyorum sizlere, ambu ile yapılan solunum desteğini anne ve baba değil hemşirelerin yapması gereklidir. Bu esnada hemşireler nerdeydi ? Bu olaylar sonrasında Beylikdüzü Medilife Hastane’sinde yoğun bakımda kalan yeğenim 1 ayın sonunda kendi kendine solunum sağlayabilmesine rağmen trakeostomi yapılması için anne babanın üzerine gidilmişti. 2 gün sonra ‘Kötü ölebilir’ dedikleri çocuğu anne ve baba işlemi reddettiği için taburcu ettiler. 16 Nisan 2024 tarihinde bebeğimizi melek olarak uğurladık. Engelli olan bebeğimiz çok acı çekti ne yazık ki. 8 yaşında konuşamadan, koşamadan veda etti bize. Artık acı çekmediği için sevinmek ile kaybetmiş olmak arasında mekik dokuyup acımızı dahi yaşayamadık. Adalet yazısını sadece duvarda değil, yürürlükte de görmek istiyoruz artık”. dedi.

ad826x90
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

Çakır, “Bebek Ölümleri Skandalı İktidarın Yozlaşmış Sağlık Politikalarının Bir Sonucudur”

HIZLI YORUM YAP

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.