Edirne İl Genel Meclisi’nin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ‘li Üyesi Aladdin Öztürk, AK Parti Edirne İl Başkan Yardımcısı Adnan Vural’ın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında gerçekleştirilen kortej sırasında, bazı kişiler tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik “çirkin sözler” sarf edildiği yönündeki açıklamaları hakkında konuştu.
Öztürk, Vural’ın açıklamalarını “Maalesef yaşadığımız gerçeklerle örtüşemez” sözleri ile değerlendirerek, “1 Mayıs’ı sadece sözde kutlamak yetmez; işçiye, emekçiye gerçek saygı demokrasiyle, özgürlükle olur. Sayın Vural’ın 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik eleştirileri ‘çirkin sözler’ diyerek nefretle kınaması ve ardından AK Parti iktidarının işçilere yönelik bazı düzenlemelerini sıralaması, maalesef yaşadığımız gerçeklerle örtüşmemektedir. Eğer 1 Mayıs gerçekten bir ‘Emek ve Dayanışma Günü’ ise bu günün anlamı, yalnızca resmi tatil ilan etmekle sınırlı kalmamalı, işçilerin hak arama mücadelesine, sokakta yürüyüş yapma hakkına ve sendikal özgürlüklerine de tam anlamıyla saygı gösterilmelidir. Oysa her yıl olduğu gibi bu yıl da meydanlar işçilere yasaklandı, sendikaların yürüyüşleri polis barikatlarıyla engellendi, çok sayıda kişi sabaha karşı evlerinden gözaltına alındı. Bu tablo, ne emeğe saygının, ne de demokratik hakların kabul edilebilir bir yansımasıdır.” dedi.
“İşçinin değil, sistemin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş reform kırıntılarıdır”
Adnan Vural’ın işçiler ile ilgili yapılan hizmetler ile ilgili açıklamalarına da değinen Aladdin Öztürk, şunları söyledi; “Sayın Vural’ın ‘hizmet’ olarak sıraladığı birçok düzenleme ise ya eksik uygulanmakta ya da işçinin değil, sistemin ihtiyaçlarına göre şekillenmiş reform kırıntılarıdır. Asgari ücretliden vergi alınmaması kulağa hoş geliyor olabilir, ama enflasyon karşısında eriyen maaşlarla, gıda kuyruklarıyla, barınma krizleriyle boğuşan işçiler için bu tür söylemler sadece kağıt üzerinde birer tesellidir. Kadroya alınan taşeron işçilerin halen sözleşmeli ve güvencesiz koşullarda çalışmaya devam ettiğini, arabuluculuk sisteminin çoğu zaman işçinin değil, patronun lehine işlediğini, sendikalı olan işçilerin işten atıldığını unutmuyoruz. İşçi sınıfı, sadece istatistiklerde ya da basın açıklamalarında övülmek istemiyor. Anayasayla güvence altına alınmış sendikal haklarını kullanabilmek, örgütlenebilmek, miting ve yürüyüş hakkını özgürce kullanabilmek istiyor. Bir yanda ‘sendikalaşmayı kolaylaştırdık’ denirken, diğer yanda her sendikal hareketi bastırmak, her eleştiriyi düşmanlaştırmak çelişkidir. Bu yüzden diyoruz ki; gerçek emek ve dayanışma, ancak özgürlükle mümkündür. 1 Mayıs meydanları boşaltılarak değil, işçilerle dolup taşarak kutlanır. Emeğe gerçekten değer veren bir iktidar, işçiyi susturmaz, dinler. Yasaklamaz, alan açar. Kınamaz, yanında durur. Yaşasın 1 Mayıs! Yaşasın emeğin örgütlü mücadelesi!”
Haber MERKEZİ
Mimarlık Fakültesi öğrencisi Gülce Su Lodos “OR-TAG” projesi ile ödül aldı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.