SOL Parti Keşan İlçe Başkanı Ali Erol Durmaz, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Keşan İlçe Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya cevap verdi.
Durmaz, yaptığı yazılı açıklamada, “Bu basit siyasi polemikler, ucuz siyaset bizim tarzımız değildir. Şu çok iyi bilinmelidir ki 12 Eylül darbesi sola karşı yapılmış bir darbedir. Darbeciler halkın gözünde tarafsız görüntüsü vermek için sağcılara da ucundan kıyısından dokunmuştur. O yıllarda yükselen toplumsal muhalefeti bastırmak, 24 Ocak kararlarını daha rahat hayata geçirebilmek ve ılımlı İslamcıların önünü açabilmekti amaçları. 12 Eylülde 650 bin kişi tutuklanmış 230 bin kişi sıkı yönetim mahkemelerinde yargılanmıştır. Bunların yüzde seksenden fazlası solcuydu, devrimciydi. Mesela sadece solcu öğretmenlerin örgütlendiği TÖB-DER’Lİ öğretmenlerden kırk bin öğretmen, DİSK’ten 16 bin sendika yönetici ve üyesi 12 Eylülde bedel ödedi. CİA ajanları tarafından ‘Komando’ kamplarında eğitilen ülkücüler 12 Eylül darbesinin koşullarının oluşmasını sağlayan tüm katliamlarda;( Kahramanmaraş, Çorum, Sivas, Malatya, İstanbul Üniversitesi, Piyangotepe ve daha niceleri) ile aydın, gazeteci, savcı, bir çok bilim insanının katlinde rol üstlenmiştir. Bu durumlar mahkeme tutanakları ile sabittir. 1978 ile 12 Eylül 1980 arasında 6300 kişi öldürülmüştür. Bunların 280’i sağcı, 6000 kişisi solcu, sosyal demokrat ve devrimcilerdir. 12 Eylül cuntasına faşist demeniz güzel anacak MHP ve ülkücü hareket davasından ceza evinde bulunan ve Alparslan Türkeş’in en yakın arkadaşı olan Agah Oktay Güner ceza evindeyken 12 Eylül için aynen şöyle diyor. ‘Fikirleri iktidar da kendileri ceza evinde olan kişileriz.’ Ayrıca 12 Eylülde aldığınız cezaları iftihar vesilesi görmeniz sizin takdiriniz. Çünkü MHP ve Ülkücü hareket davası yukarıda belirttiğimiz katliam ve cinayetlerin sanıkları olarak içeri alınmışlardı. Solcular, devrimciler gibi iktidarı zorla devirme vb. gibi fikirlerinden dolayı içeri alınmamışlardı. Mahkeme tutanaklarını iyi inceleyiniz. Genel başkanınıza, başbuğunuza saygı duymanız anlaşılır bir şeydir. Fakat fazla abartmayınız. Çünkü milliyetçilerin başbuğu, en yüce milliyetçi olan bir liderin servetinin İngiltere Bankalarında ne işi vardı. Az bir servet de değil o günün parası ile Bir Trilyon iki yüz milyar ve bir asker emeklisi. Bizim aldığımız oylara gelince, bizlerin yüzdelik oylarla işimiz olmaz. Bizler halkın kendi sorunları etrafında örgütlenmelerinin, kendilerinin her konuda söz ve karar süreçlerinde olmalarının derdindeyiz. Yani siyasetin toplumsallaşması, toplumun siyasallaşmasıdır derdimiz. Ortalıkta kurtarıcı diye dolaşan siyaset bezirganlarından halkın kurtarılmasıdır. Onun için yüzdelik oylar derdimiz değildir. Basit polemikler ucuz siyaset yerine ülkenin, halkın gerçek sorunlarını tartışsak. Örneğin açlığı, yoksulluğu, ülkenin yağmalanmasını, tüm Cumhuriyet değerlerinin ve kazanımlarının yok edilmiş olmasını, uluslar arası sermaye ve yerli işbirlikçileri tarafından ülkemizin talan edilmesini. Şu an için ülke genelinde 10’un üzerinde aktif altın maden ocağı var. Bunlar ülkemizi köstebek yuvasına çevirdiler. Çıkardıkları altınların yüzde doksan sekizini alıyor bize devasa çukurlar ve siyanür ile zehirlenmiş toprak kalıyor. Bunlara bu olanakları sağlayan yasaları kimler çıkarıyor ve destekliyor? Bunları konuşsak. Ülkemiz yangın yeri suçlular cenneti. Anayasa ve yasalar yok hükmünde. Bunların bir somut örneği de Tekel Meydanı’nın isminin değiştirilmesidir. Geçen dönem Mustafa Helvacıoğlu başkanlığında Belediye meclisinde AKP, MHP ve İYİ Parti meclis üyelerinin oyları ile Tekel Meydan’ının isminin değiştirilmesini sağlayan 05 Mart 2020 tarihli karar ile Keşan halkı kandırılıp aldatılmıştır. Bu yasa tanımaz bir durumdur. 5393 Sayılı belediye Kanununun 81. Maddesine göre bu karar yok hükmündedir.5393 Sayılı Yasa 81. Madde şöyle; ‘Madde 81- Cadde, sokak, meydan, park, tesis ve benzerlerine ad verilmesi ve belediyeyi tanıtıcı amblem, flama ve benzerlerinin tespitine ilişkin kararlarda; belediye meclisinin üye tam sayısının salt çoğunluğu, bunların değiştirilmesine ilişkin kararlarda ise meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğunun kararı aranır. Bu kararlar mülkî idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer.’ diyor. Yasa maddesi çok açık. İlk defa ad verilecekse meclis üye tam sayısının salt çoğunluğu, var olan isim değiştirilecekse; meclis üye tam sayısının üçte iki çoğunluğu gerekli diyor. CHP’li üyelerin tamamı ret oyu verdiğine göre Tekel Meydanı’nın adı nasıl değiştirildi. O günkü meclis tutanağının son paragrafı aynen şöyledir; ‘İlçemiz Tekel Meydan’ının isminin ‘Alparslan Türkeş Meydanı’ olarak değiştirilmesi Meclis üyelerinden; Yüksel Alioğlu, Volkan Erkan, Özlem Uybaş, Ferudun Tümer, Erhan Engin, İbrahim Dinç, Olcay SORAN, Abdi Kıyakoğlu, Banu SAYGI,Aladdin Öztürk, İsmail Özcan, ve Süleyman Gürsel Paçaman’ın red oylarına karşılık 13 oy ekseriyetle kabul edilerek oy çokluğu ile karara bağlandı.’ Aynı yasa maddesi; Bu kararlar mülkî idare amirinin onayı ile yürürlüğe girer diyor. Mülki idare amirimize soruyoruz. Yasaya açıkça aykırı olan bu meclis kararını onayladınız mı? Onayladınız ise yetki dayanağınız nedir? Keşanlılar olarak bu konu ile ilgili açıklamanızı merak ediyoruz. Günlerdir tartışılan Tekel Meydanı’nın isminin değiştirilmesi ile ilgili gerçek durum budur. Bu durumu kamuoyu bilgisine sunuyor, aynı zamanda ilgili ve yetkilileri de göreve davet ediyoruz. Ayrıcı günlerdir meşgul ettiğimiz tüm yurttaşlarımızdan da özür diliyoruz.” dedi.
Haber MERKEZİ
CHP Yenikarpuzlu Belde Başkanı Ali Tuncay oldu
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.