Eğitim-İş Edirne Şubesi, 2024-2025 eğitim-öğretim yılının sonunda sendika binasında açtığı “Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek” isimli sergiyle eğitimde yaşanan sorunlara dikkat çekti. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in ve mevcut eğitim politikalarının hedef alındığı sergi kapsamında basın açıklaması yapan Şube Başkanı Nedim Zobar, eğitim sisteminin çocukları güvencesizliğe, eşitsizliğe ve istismara sürüklediğini belirtti. Zobar, serginin yalnızca geride kalan bir yılın değil, sistemli hale gelen adaletsizliklerin ve ihmalin belgesi olduğunu vurguladı.
“Tekinsiz eğitim, tekinsiz gelecek”
Dönem boyunca tekinsiz bir eğitim düzeni izlediklerini vurgulayan Zobar ”2024/2025 eğitim-öğretim yılı sona erdi. Ama arkasında yalnızca kapanmış bir takvim değil, çözülmemiş sorunlar, derinleşmiş eşitsizlikler ve görmezden gelinen adaletsizlikler bıraktı. Bugün burada açtığımız bu sergi, işte o tekinsiz yılı belgelemek için hazırlandı. Adını da buradan aldı: ‘Tekinsiz Eğitim, Tekinsiz Gelecek’. ‘Tekinsiz’ kelimesi Türkçede; güvensiz, huzursuzluk veren, karanlık bir tehdit taşıyan anlamlarına gelir. Ne yazık ki, bu yıl boyunca eğitim sistemimizin tam da bu kavramla tanımlanabilecek bir hale geldiğine tanıklık ettik. Çünkü tekinsiz okullar gördük. Depreme dayanıksız ve temizlenmeyen binaları, ısınmayan sınıfları, güvensiz bahçeleriyle öğrencilerin değil, sorunların korunduğu binalar. Tekinsiz bir eğitim düzeni izledik. İdeolojik dayatmalarla bilimden uzaklaşan, pedagojiyi dışlayan, eşitsizlikleri derinleştiren, çocukları tarikat ve cemaatlerin ya da sermayenin kucağına iten, sınavlarla boğan; ama onların duygularını, hayallerini yok sayan bir sistem. Ve artık hep birlikte tekinsiz bir geleceğe bakıyoruz. Eğitimden umudunu kesmiş çocuklar, mesleğini yapamayan öğretmenler, adaletsizliğe teslim olmuş aileler” dedi.
“Bu serginin eser sahibi sizsiniz”
Cemaat, tarikat ve patronlarla el ele verilen ve eğitimi bilimsel linkten koparmak için çaba harcadığının altını çizen Zobar “Bu fotoğraflar, bu görüntüler birer sanat eseri değil. Bunlar, bir bakanlığın, bir dönemin, bir ideolojinin tanıklarıdır. Ve bu yüzden her karede bir imza var. Bu serginin ‘eser sahibi’ sizsiniz Sayın Yusuf Tekin. Cemaatlerle, tarikatlarla ve patronlarla el ele vererek eğitimi bilimden, laiklikten ve kamusallıktan koparmak için olağanüstü çaba harcadınız. Ve işte sizin o eseriniz, velilerin kendi çocuklarının tuvaletlerini temizlediği bir eğitim yılı geçirdik. Okullarda sabun bile yoktu. Kadrolu hizmetli atamadınız, temizlik personeli yerine İŞKUR üzerinden ‘geçici çözümler’ dayattınız. TYP üzerinden eski hükümlüleri okullara soktunuz çocukların istismar edilmesine neden oldunuz” şeklinde söyledi.
“1 buçuk milyon öğrenci eğitim dışında kaldı”
9 binden fazla kız çocuğunun evlendirildiğini, çocukların tarikatların kucağına itildiğini anlatan Başkan Nedim Zobar “Yaklaşık 1,5 milyon çocuk eğitim dışında kaldı. Sokakta, tarlada, atölyede, fabrikada çalışmak zorunda kalan; istismarın, şiddetin, erken yaşta evliliğin kurbanı olan milyonlarca çocuk gerçeğiyle karşı karşıyayız. Çocuklar ya tarikatların ya da sermayenin kucağına itildi. Kimisi ekonomik yoksunluk yüzünden, kimisi taşımalı eğitimin engelleriyle okuldan koptu. Eğitim dışındaki çocuk sayısı yüzde 38,4 oranında artarak 612 bin 814’e ulaştı. Açık öğretime kayıtlı 327 bin 710 öğrenci ve MESEM’lere kayıtlı yaklaşık 500 binin üzerindeki öğrenciyle birlikte, bugün 1,5 milyondan fazla çocuk örgün eğitim sisteminin dışına itildi. TÜİK’e göre kayıtlı çocuk işçi sayısı 869 bine ulaştı. 16-17 yaşındaki 9 bin 354 kız çocuğu evlendirildi. Bunlar yalnızca istatistik değil, yitirilen hayatlardır. Ve bu kayıpların sorumlusu sizsiniz. MESEM’lerde sömürülen, yaşamını yitiren çocuklar sizin sorumluluğunuzda! 14 çocuk iş cinayetinde hayatını kaybetti! Bu tablo vicdan sahibi herkesin içini acıtır” diye kaydetti.
“Eğitim lüks oldu”
Eğitimde sınıfsal farklılıkların derinleştiğini, karanlıkta eve dönen çocukların yılgınlığının failinin kendisi olduklarını dile getiren Zobar, “Kamusal eğitimin içi boşaltıldıkça aileler özel okullara mecbur bırakıldı. Parası olan çocuğunu 9 kişilik sınıfa, parası olmayan 45 kişilik sınıfa gönderdi. Bu düzen, eğitimde sınıf farklarını kalıcı hale getirdi. 2012’de 4 bin 664 olan özel okul sayısı bugün 14 bin 352. Bu sizin eseriniz: ‘Parası olan okur, olmayan tarikatlara mahkûm olur’ düzeni. Derslik açığı, ikili eğitim ve taşımalı eğitim felaketi de devam etti. Sabahın köründe yola düşen, karanlıkta eve dönen çocukların yorgunluğunun ve yılgınlığının faili sizsiniz. Bir öğün ücretsiz yemek sözü tutulmadı. OECD diyor ki: Türkiye’de her 4 çocuktan biri okula aç gidiyor. Ama siz bu çocuklara bir öğün yemek bile çok gördünüz. Yerel yönetimlerin yemek dağıtmasını da ‘devleti aciz gösteriyor’ diye engellediniz. Bu vicdansızlığın adı ‘eğitim politikası’ olamaz” şeklinde vurguladı.
“Bu tekinsizliğe teslim olmayacağız”
Çocukların refahla büyümeyi hak ettiğini kaydeden ve kamusal için mücadele edeceklerini belirten Zobar, “Milli Eğitim Bakanlığı’nda adaletsizlik ve keyfiyet kural haline geldi. Proje okullarındaki keyfi atamalarla öğretmenler birer sürgün politikasıyla karşı karşıya kaldı. Bu sergi; bir dönemin utanç albümüdür. Ama biz buradayız. Bu enkazı görüyoruz. Hesabını tutuyoruz. Ve bu tekinsizliğe teslim olmayacağız. Sizin yarattığınız karanlık tabloya karşı; Eğitim-İş’in aydınlık mücadelesi büyüyerek sürecek. Laik, bilimsel, kamusal eğitim için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü bu ülkenin çocukları korkuyla değil umutla, açlıkla değil refahla büyümeyi hak ediyor. Bu ‘eser’ sizin olabilir. Ama bu ülkenin geleceği size bırakılmayacak” diye noktaladı.
Haber Merkezi
AB destekli sempozyumda taşkın ve su stresi ele alındı
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.